Takı markaları nadiren giyim markaları kadar tanınır ve ilgi görür. Gerçekten zor olan kalabalık ve biraz sınırlı bir alan. dikkat çekmek içinde. Ama arada sırada bir marka yapar ve Lucy Folk da onlardan biridir.
Avustralyalı mücevher ve aksesuar tasarımcısı, 2007 yılında kendi adaşı serisini piyasaya sürdü ve Paris'te Colette, İngiltere'de Matches ve Harvey Nichols gibi mağazalara girdi ve Nordstrom ABD'de, inanılmaz derecede zeki ve ilginç, yiyeceklerden ilham alan bling ile. Evet, esasen yiyecekleri mücevhere dönüştürüyor ve bunu gerçekten iyi yapıyor ve örneğin Moschino veya Chanel'den biraz daha incelikle yapıyor. Doritos gibi belli belirsiz şekillendirilmiş altın yüzükler, salatalık dilimlerini andıran küpeler (çekirdekleri için incili) ve gümüş veya altın narenciye ile süslenmiş dostluk bilezikleri düşünün. Kendi adına konuşan ve güçlü bir marka kimliğine sahip olmayı çocuk oyuncağı yapan bir ürün (bakın orada ne yaptım?).
Folk için yemek meselesi, markasını harekete geçirmek için bir pazarlama planı değil - yemeklerin her zaman bir ilham noktası olarak hizmet edeceğini söylüyor. "Yaşadım ve nefes alıyorum! Her zaman bu kadar gerçek olmayacak ama benim tutkum her zaman yemek olacak."
Tema aynı zamanda filme de uygundur. "Appeteaser" adlı en son koleksiyonu için yönetmen Sophie Edelstein ve yapım tasarımcısı Lizzie Nanut ile harika bir 80'lerin Guy Bourdin estetiğini yemek, mücevher, ateşli kızlar (The Like's Z Berg gibi) ve biraz da cinsellik ile birleştiren tuhaf kısa film ima. Diyelim ki işler garipleşiyor. İyi bir pazarlama aracı olmasının yanı sıra, Folk'un marka ahlakını oldukça mükemmel bir şekilde temsil eder. "Avustralya'da yaşadığım için markamı uluslararası çapta bir pazar olmadan tanıtmak zor. Bu nedenle bir video, Appeteaser sevgisini yaymak ve insanların hatırlayacağı bir şey yapmak için mükemmel bir araçtı" diyor. "Risk almanın ve markalı içeriğinizin hatırlanmaya değer olduğundan emin olmanın gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum."
Bunu kesinlikle hatırlayacağız. Aşağıdan izleyin.